Gün boyu evden uzakta ve iş okul gibi stresli ortamlarda yaşıyoruz. Her ne kadar çalışan başarılı bireyler olsak da çevresel etmen ya da çevremizdeki kişiler nedeni ile yoğun bir stres alanında kalıyoruz. Evimize gelince ayaklarımızı uzatıp huzurlu ve mutlu bir şekilde dinlenmek istiyoruz. Eşyalarımızı bu doğrultuda konfor içerikli seçiyoruz. Firmalar bütün bunları göz önünde bulundurarak ortopedik ve ergonomik ürünler üretiyorlar. Hatta televizyon karşısında vakit geçirirken bile konfor içerisinde konfor bekliyoruz ve zigon sehpalar bile bu doğrultuda üretiliyor. Yani anlayacağınız artık ergonomiye de önem veriliyor. Peki, ergonomi kadar görsellikte önemli mi? Pek tabi önemli örneğin renklerin zihnimiz ve ruhsal olarak yaptırımları vardır. Örnek vermek gerekirse çok yoğun stres altında çalışan birisisiniz ve eviniz de köyü renkler. Bu durum karşısında tam stresten arınacakken ruhsal olarak rengin etkisi ile sıkılıyorsunuz. Hatta öfkeyi dışa vurumu bile kolaylaştırabilecek bir renk. Evimiz huzur ortamı olmalıdır. Bundan deriz zaten huzurlu bir yuvam olsun diye. Huzur dediğimiz şey kişilerin iç huzurunu dışa durumuna ek olarak çevresel etmenlerle de sağlanır. Bunun en bariz örneği renkler olacaktır.
Bu sizi hem ruhen rahatlatacak hem de size yeni yaşam alanları açacaktır. İlk iş olarak fazla olan eşyalarınızı atın ya da ihtiyaç sahiplerine verin. Böylelikle kendinizi iyi hissedersiniz. Daha sonra ise eşyaları sınıflandırın. Mutfak eşyaları ayrı, kitaplar dergiler ayrı, kıyafet ve ayakkabılar ayrı. Böylece hem size yeni yaşam alanları açılır hem de aradığınızı kolayca bulur strese girmezsiniz.
Yeşillik insana hiç huzur verir. Yeşil bize sağlığı çağrıştırır ve hatta bu sebeple hastanelerde bu renge fazlaca ihtiyaç duyup ameliyathane gibi önemli birimleri bu renge boyarlar. Sizde evinize az ya da çok yeşillik ekleyin. Saksıdaki bir çiçeğe bakmak size hem sorumluluk bilinci aşılar hem de stresten uzak tutar.
Her birimizin dolabında yıllardır hiç giyilmemiş hatta etiketi üzerinde kıyafet ve ayakkabılar vardır. Sizde böyle eşyaları ayırın ve ihtiyaç sahiplerine verin.
En kar samba alan desek yeri olur. Bu alanda ürünlerinizi kategorize ederek fazla olanları ihtiyaç sahiplerine verin.
En çok vakit geçirdiğimiz yerlerden olan yatak odası ve salon daha sakinleştirici olmalıdır. Mesela daha dizgin bir hale getirmek için odalarınızı daha yumuşak bir tona boyatabilirsiniz.
Duvarlarınıza daha sakin bir görüntü yansıtın. Bunu yaparken doğa resimler ya da hoşunuza giden tarzda tablolar seçebilirsiniz.
Tütsü ya da oda spreyleri ile odanıza hoş kokular ekleyebilir bunu yaparken de ruhunuzu rahatlayabilirsiniz.
Suyun insan üzerindeki rahatlatıcı etkisi herkes tarafından biliniyor. Bu sebepten evin diğer alanları gibi banyonuzu da hoş kokular ya da kokulu sabunlarla donatarak terapötik bir ortam oluşturabilirsiniz.