Yeryüzünde nasıl çeşit çeşit her tür ya da kabileden insanlar varsa aynı şekilde bitki ve hayvanlarda var. Bir bitki ya da hayvan bakmak insana ruhani bir tatmin ve sorumluluk bilinci yükler. Hatta şöyle ki evcil hayvani olan ya da bağ bahçe işleriyle uğraşan insanlar bir süre sonra o baktıkları hayvanı ya da yetiştirdikleri bitkileri çocukları gibi görmeye başlıyor. Eskiden rivayet edilen bir olay var bu konu hakkında. Osmanlı zamanında kasaplık gibi ölümle iç içe ya da bir canlıya mesleki olarak kıymak zorunda olanlar vicdan ve merhamet duyguları yok olmasın diye ve bir canlıya kıymak kolayken bakmanın yetiştirmenin ne denli zor olduğunu anlamaları için belirli periyotlarla bahçıvanlık yaptırımlarmış. Bu sayede soğukkanlılık gerektiren mesleği icra eden insanlara canice hislere kapılmamaları adına bir canlı teslim edilerek merhamet ve vicdan duygusu gelişirken aynı zamanda da sorumluluk bilimciler geliştirilmiştir. Bitki yetiştirmek içerisinde toprak su gibi elementleri barındırdığı için kişileri ruhen rahatlatır ve günümüz sorunu olan stresten uzak tutar. Hatta böyle ruhsal rahatlama sağlayan bu ve benzeri bitki bakım ve yetiştirilme işleri mahkûmları topluma kazandırmak ve insanı hislerden uzaklaşmamaları ve akıllarını sorumluluk bilinciyle doldurmaları amacıyla ceza evlerinde de uygulanan bir işlemdir. Ülkeniz tarım ve hayvancılık yapılmaya müsait olduğu için yine bölgesel olarak ceza evlerinde hayvan ve bitki yetiştiriciliği ve bakımı yapılmaktadır.
Yılın her dönemi çiçekleri olan hatta en küçük dalında dahi çiçek barındırabilen bir bitkidir. Özellikle mor rengiyle ünlünse de çok farklı renkleri de vardır.