Deprem, ülkemizde en sık görülen ve en büyük hasarı veren doğal afettir. Bunun nedeni ise Türkiye´nin aktif fay hatları olan Alp Himalaya kıvrım kuşağında yer almasındandır. Bundan dolayı yüksek ve orta şiddetlerdeki depremlerle her an sarsılmamız oldukça olası bir durumdur.
Ülkemizde geçmişten bugüne kadar pek çok deprem meydana gelmiş ve bu depremler büyük hasarlara da yol açmıştır. 17 Ağustos 1999´da Gölcük´ü merkez alan depremde; Kocaeli, Adapazarı ve İstanbul-Avcılar´da yaşayan birçok insan bu deprem sebebiyle hayatını kaybetmiş, geride kalan insanlar ise depremin verdiği psikolojik travmanın etkisinden uzun süre çıkamamışlardır. Enkaz altında kalıp kurtarılmayı bekleyen insanlar ise, susuzluk, açlık, havasızlık, sıkışmışlık gibi sebeplerle hayatlarını kaybetmişlerdir. 23 Ekim 2011´de yaşanmış olan Van Depremi´nden sonra deprem sebebiyle evleri yıkılmış olan insanlar kışın soğuk havaların gelmesiyle birlikte mağdur olmuşlardır.
Herkesin bildiği bir söz olacak ama “Deprem değil, tedbirsizlik öldürür.” Sözü oldukça doğru bir sözdür. Depremde bazı evlerin tamamen yıkılıp bazılarının ise hiç hasar görmemiş olmasının sebebi, binalar yapılırken kullanılan yapı malzemelerinin kalitesinden kaynaklıdır. İnsanların kayıp yaşamamaları için tedbirli olmaları gerekmektedir. Mesela, depreme karşı herkesin evinde bir deprem çantası bulunmalıdır.
Deprem Çantası Nasıl Hazırlanır ve İçine Neler Koyulmalıdır?
Başımıza gelmeden, gereken önlemleri almayan, sürekli erteleyen bir toplumuz. Fakat tedbirler hayat kurtarır ve deprem gerçeğinin sürekli var olmakta olduğu bir ülkede, hayatta kalma şansını arttırabilmek için mutlaka deprem çantası hazırlamak gerekmektedir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.