Tarih: 01.11.2024 15:24

Boşanma Davasında Nafaka Bedeli Nasıl Belirlenir ?

Facebook Twitter Linked-in

Boşanma Davasında Nafaka Bedeli Nasıl Belirlenir?
Nafaka, hakim kararı doğrultusunda boşanma işlemi gerçekleştikten sonra eşlerden birinin ay ay düzenli olarak diğer eşe ödediği maddi destektir. Nafaka miktarına karar verilirken, her iki tarafın da beyan ettiği gelir düzeyleri hesaplanır ve bu durum dikkate alınır. Ayrıyeten nafaka miktarı belirlenirken, tarafların, eğer ki varsa, ilişkide göstermiş oldukları kusurlar dikkate alınır.
Boşanma davalarında üç farklı çeşit nafaka bulunmaktadır. Bunlar; iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve dava içerisinde mevzu bahis olan tedbir nafakası olarak sıralanabilir. Tedbir nafakası, boşanma süreci devam ederken hakim neznince karar verilen çocuklar ve eş için belirlenen maddi olarak tedbir kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunu´nun 169. Maddesi gereğince, boşanma davası açıldığında hakim, dava süresince gerekliliği olan, bilhassa eşlerin geçimine, barınmasına, eşlerin mallarının yönetimi konusuna ve çocukların korunması ve bakım konusuna ilişkin geçici tedbirleri resmen alır hükmünde de özellikle belirtilmiştir. Boşanma davası herhangi bir sonuç alana kadar bu nafaka devam eder. Boşanma eğer gerçekleşirse hakim, bu tedbir nafakasını ‘yoksulluk nafakasına´ dönüştürür. Boşanma davasının ardından gerekli koşullara göre nafaka bedeli arttırılabilir ya da azaltılabilir. Bu nafaka da boşanmanın ardından maddi güçlük çekecek eşe hakim tarafından gerekli görülen ödeme olup kanunca da bir takım kurallara bağlıdır. Mesela, yoksulluk nafakasını almayı arzulayan taraf, tamamen kusursuz veya karşı tarafa nazaran daha az kusurlu olmalıdır. Bazı istisna durumlarda hakim her iki tarafında aynı oranda kusurlu olduğunu öngörse dahi bu verilecek olan nafakaya engel teşkil etmez. Bunun sebebi ise taraflardan bir tanesinin boşanma sonucunda yoksulluk sahibi olacak olması, evlilik ile kazandığı statüyü boşanma sonucu kaybedecek olması nafakayı gerektirecek durumlardan bir tanesidir. Bir diğer nafaka türü olarak iştirak nafakası, boşanmış olan eşlerin mağdur olan çocuğun korunma, bakım, sağlık, eğitim gibi giderleri için velayetin olmadığı kişi tarafınca eşin gelirine oranla velayeti alan tarafa ödenen paradır. Nafakanın miktarını belirleyecek olan hakim, nafakası verecek ve alacak kişinin yaşam standartlarını da göz önünde bulundurmak zorundadır. Nafaka miktarının, nafaka ödeyecek kişi tarafından karşılanamayacak bir miktarda olması TMK kapsamında mümkün değildir. Ancak, anlaşmalı olarak boşanan çiftlerde eğer ki nafaka bedeli de kararlaştırıldıysa, hakim de bu miktarı uygun görür ve nafaka geçerliliğini kazanmış olur.
Boşanma sonucunda nafaka alan birey, aldığı nafaka miktarının zaman geçtikçe enflasyona yenik düşerek değer kaybettiğini ve böylelikle ihtiyaçlarını da karşılayamadığını bildirerek nafakanın arttırılmasını talep edebilir. Diğer taraftan, nafakayı veren taraf da değişen koşullar sebebiyle nafakanın azaltılmasını talep edebilir.
Anlaşmalı Boşanmalarda Nafaka Süreci
Toplumların gelişmesi sonucunda boşanma davalarının kısa sürelerde sonuçlanabilmesi adına anlaşmalı boşanma adı verilen dava tipi ortaya çıkmıştır. Anlaşmalı olarak boşanmanın gerçekleşebilmesi için ön koşul kişilerin en az 1 yıllık evli olmalarıdır. Bunun yanı sıra kişilerin boşanmayla ilgili her konuda ortak bir noktaya varmış ve bu ortak noktayı da resmileştirmiş olmaları gerekmektedir. Son olarak ise kişilerin anlaşmış oldukları konular hakim karşısında da sözlü beyanda bulunarak, hakim yetkisiyle iştirak nafakası, velayet gibi bir takım konularda yapacağı değişiklileri de kabul etmelidirler. Bu belirtilen şartlar sağlandığı takdirde kişiler anlaşmalı boşanma ile boşanabilirler.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —